
İstanbul'un Yokuş ve Merdivenleri
- Satış Fiyatı
- Satış Yok!
Her kentin bir mantığı vardır. Ben İstanbulun dağınık, ilkel ve sevecen mantığını severim. Bu sıradan değil, bana göre anlamlı bir ilkelliktir. Batının cetvelle çizilmiş, simetrik yolları bana güçten, zenginlikten başka bir şey anlatmaz. O ruhsuz düzen içinde, yalnız, tek başına vahşi bir ortamda yolunu arayan ve bulamayan bir insan gibi duyumsarım kendimi. Hayal kuramam oralarda. İstanbulda ise şairin dediği gibi bir eski zaman mahallesinde, taş toprak harap bir merdivenden yokuş yukarı ağır ağır çıkarken dalıp gittiğim düşler dünyası yaşamın ta kendisidir benim için. Yaşam, gerçek yaşam sanki yalnız o yollardadır.
İstanbul, bu inişli yokuşlu yollarıyla, bir büyük caddeden bir başkasına uzanan yokuşları ya da bir yolun başladığı yerden yamaçlara tırmanan merdivenleriyle bir bahçe halısı gibidir. Batının sanayi canavarlarının övgüsünü yansıtan, bir ucundan öteki ucu görülen geniş caddeleri bana korku verir. Ben yokuşsuz merdivensiz bir dünyada, her yanı düzenle oluşturulmuş bir kentte, kendimi oraya hapsedilmiş gibi duyumsarım. İstanbulda ise özgürüm.
Cihangirin, Ayaspaşanın ya da Sarıyerin yokuşlarından, o yokuşlar arasında karşınıza çıkan merdivenlerden çıkarken o günkü ruhsal durumunuza göre, hüzünlerin ya da sevinçlerin havası yaşamınıza girer. Gürültülü caddelerin üstünüze doğru gelirmişçesine büyük taş yapıların, kızgın, aceleci ve koşuşan insanların dünyasından sonra bu yokuşlar ve merdivenler sizin için bir hayal alemi gibidir. Boş, sessiz bir yolda, bir sonbahar akşamının hüznü kadar insanı günlük dünyasından çekip hayal âlemlerine götürecek daha güçlü ne olabilir?
İstanbul, bu inişli yokuşlu yollarıyla, bir büyük caddeden bir başkasına uzanan yokuşları ya da bir yolun başladığı yerden yamaçlara tırmanan merdivenleriyle bir bahçe halısı gibidir. Batının sanayi canavarlarının övgüsünü yansıtan, bir ucundan öteki ucu görülen geniş caddeleri bana korku verir. Ben yokuşsuz merdivensiz bir dünyada, her yanı düzenle oluşturulmuş bir kentte, kendimi oraya hapsedilmiş gibi duyumsarım. İstanbulda ise özgürüm.
Cihangirin, Ayaspaşanın ya da Sarıyerin yokuşlarından, o yokuşlar arasında karşınıza çıkan merdivenlerden çıkarken o günkü ruhsal durumunuza göre, hüzünlerin ya da sevinçlerin havası yaşamınıza girer. Gürültülü caddelerin üstünüze doğru gelirmişçesine büyük taş yapıların, kızgın, aceleci ve koşuşan insanların dünyasından sonra bu yokuşlar ve merdivenler sizin için bir hayal alemi gibidir. Boş, sessiz bir yolda, bir sonbahar akşamının hüznü kadar insanı günlük dünyasından çekip hayal âlemlerine götürecek daha güçlü ne olabilir?
- Barkod
- 9789755704104
- Basım 2009
- 112 sayfa
- 13,5x21 cm
- İthal Kağıt
- Karton Kapak
Yorum Ekle! | Yorum sayısı: 0 | Beğeni ortalaması: 0/10 |
Bu ürüne ilişkin yorum bulunamadı! İlk Yorumu Yazmak İçin Tıklayınız! |