Avrupadaki bazı hac yerlerinde, doğuştan sakat olanları
aniden düzelten ilahi mucizelerden bahsedilir; burada, 1920lerle 1930ların başının Sovyet Rusyasında olan da bu işte, sakatın
koltuk değneği bir anda arabaya dönüşüvermiş sanki. İnsanlar
burada başları dik yürüyorlar; zihinleri ve elleri kendilerine ait olmuş.
Ben bir zamanlar kendimi edebiyata adamak için kayığımı
Padma kumsalına çekmiştim. Kalemimle fikirler madenini
kazacağıma, bunun hayattaki tek işim olduğuna, başka hiçbir şeye yeteneğim olmadığına inanıyordum. Yetmişime yaklaştığım halde, daha önce asla sabrımı tüketmiş de değildim. Ülkemizin taşınmaz cahillik yüküne bakıncaher şeyden çok kaderimizi suçlamıştım.
Buradaysa eğitimin sadece ders notlarını ezberleyerek sınav geçmeye hiç benzemeyen bir yanını gördüm; eğitimin esasında insan karakterini oluşturmak anlamına geldiğini öğrendim. Üstelik, daha önce Rusyadaki devrimci işçilerin katlandıkları dayanılmaz ıstırapla kıyaslanınca bizdeki polis dayaklarının bile çiçek yağmuru gibi kaldığını gözledim.
Okuduğum kitaplarda bu büyük ülkenin, Sovyet Rusyanın
aşılması zor güçlüklerini okumuştum, şimdiyse bu güçlerin
üstesinden gelinebileceğini kendi gözlerimle görmüş bulunuyorum.
(Tanıtım Yazısından)
- Barkod
- 9786050060119
- 2. Hamur
- Ciltsiz
- Türkçe (Orijinal Dili
- İngilizce)
- 176 s.