
Rüşvetten Özelleştirmeye Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi
- Satış Fiyatı
- Satış Yok!
Türkiyenin yolsuzluk kitabı yazıldı...
Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönünün arasını Bomonti Bira Fabrikası imtiyazı mı açtı? Atatürkün Genel Sekreteri Tevfik Bıyıklıoğlu kimden rüşvet istedi? İnönünün kardeşi Hasan Rıza Temelli, İstanbul bürokrasisini nasıl bıktırdı? Derin devletin ilk adamları Fehim Paşa ve Ekrem König kendi çıkarları için hangi işlere bulaştı? İttihatçıların tasfiyesinde İş Bankasının rolü neydi? Hangi başbakanlar yolsuzluk yapmakla suçlandı? İkinci Dünya Savaşında Almanyadan rüşvet alan gazeteciler kimdi? İlk büyük devalüasyondan kimler kazançlı çıktı? Hangi milletvekilinin dokunulmazlığı 10 kez kaldırıldı? Rüşvetin belgesini soran bankacı kimdi?
Gazeteci Şafak Altun bütün bu ve benzer yolsuzluk olaylarını, Rüşvetten Özelleştirmeye Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi isimli kitabında araştırdı. Agora Kitaplığı yayınlarından çıkan kitapta, ekonomik sistemle beraber, Türkiyenin nasıl bir yolsuzluk ülkesi haline geldiği adım adım anlatılıyor.
Sistem yolsuzluklara zemin hazırlamasa, yolsuzlukların yapılamayacağını, ileri süren Şafak Altuna göre, son otuz yılın en önemli siyasetçisi Süleyman Demirelin Aile fotoğrafında olduğu gibi, her döneme damgasını vuran bir fotoğraf çekmek mümkün. İttihat ve Terakki döneminin fotoğrafında öne çıkan İsmail Hakkı Paşa ve Kara Kemal, bir yandan Parti için, bir yandan da yakınlarının ve kendilerinin şahsi çıkarları için çalışmayı ihmal etmiyorlar. Milli Mücadele döneminin fotoğrafında ise, Aferistler adı altında vatanın kurtuluşu için en önde mücadele edenleri görüyoruz. Kurtuluş Savaşının ardından, pastadan pay almayı kendilerine hak gören bu grubun arasında Atatürkün silah arkadaşlarının da yer alması, oldukça şaşırtıcı.
İkinci Dünya Savaşından sonra yolsuzluk olayları daha karmaşık ve sistemli bir hale dönüşüyor. 60lı yıllardan günümüze kadar geçen dönemde öne çıkan olayların başında Hayali ihracat, batırılan bankalar ve kamu bankalarından kullandırılan krediler geliyor. Bu dönemin bir diğer özelliği de, bütçeleri büyüyen belediyelerin ve özelleştirme uygulamalarının da yolsuzluk olaylarıyla gündeme gelmeye başlaması.
Kitapta, Miri malı deniz, yemeyen domuz diyen atalarımızdan Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar diyen Fuzuliye, Çalıyorlar birader, çalıyorlar, diyen Adnan Menderesten Benim memurum işini bilir, diyen Turgut Özala, Verdimse ben verdim, ne olacak yani? diyen Süleyman Demirelden ABDdeki mülklerimi kanıtlasınlar, hepsini şehit ailelerine bağışlayacağım, diyen Tansu Çillere, bir ülkenin en tepeden soyuluşunun hazin öyküsü anlatılıyor.
Altun kitabını, bir soruyla tamamlıyor: Günümüzde yaratılan toplumsal ve ahlaki değerlerin parasal ifadelerle anlamlı hale getirildiği bir Türkiyede, acaba umutlar nasıl yeşerecek ve buna nasıl bir sistem yanıt verecek?
(Arka Kapak)
Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönünün arasını Bomonti Bira Fabrikası imtiyazı mı açtı? Atatürkün Genel Sekreteri Tevfik Bıyıklıoğlu kimden rüşvet istedi? İnönünün kardeşi Hasan Rıza Temelli, İstanbul bürokrasisini nasıl bıktırdı? Derin devletin ilk adamları Fehim Paşa ve Ekrem König kendi çıkarları için hangi işlere bulaştı? İttihatçıların tasfiyesinde İş Bankasının rolü neydi? Hangi başbakanlar yolsuzluk yapmakla suçlandı? İkinci Dünya Savaşında Almanyadan rüşvet alan gazeteciler kimdi? İlk büyük devalüasyondan kimler kazançlı çıktı? Hangi milletvekilinin dokunulmazlığı 10 kez kaldırıldı? Rüşvetin belgesini soran bankacı kimdi?
Gazeteci Şafak Altun bütün bu ve benzer yolsuzluk olaylarını, Rüşvetten Özelleştirmeye Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi isimli kitabında araştırdı. Agora Kitaplığı yayınlarından çıkan kitapta, ekonomik sistemle beraber, Türkiyenin nasıl bir yolsuzluk ülkesi haline geldiği adım adım anlatılıyor.
Sistem yolsuzluklara zemin hazırlamasa, yolsuzlukların yapılamayacağını, ileri süren Şafak Altuna göre, son otuz yılın en önemli siyasetçisi Süleyman Demirelin Aile fotoğrafında olduğu gibi, her döneme damgasını vuran bir fotoğraf çekmek mümkün. İttihat ve Terakki döneminin fotoğrafında öne çıkan İsmail Hakkı Paşa ve Kara Kemal, bir yandan Parti için, bir yandan da yakınlarının ve kendilerinin şahsi çıkarları için çalışmayı ihmal etmiyorlar. Milli Mücadele döneminin fotoğrafında ise, Aferistler adı altında vatanın kurtuluşu için en önde mücadele edenleri görüyoruz. Kurtuluş Savaşının ardından, pastadan pay almayı kendilerine hak gören bu grubun arasında Atatürkün silah arkadaşlarının da yer alması, oldukça şaşırtıcı.
İkinci Dünya Savaşından sonra yolsuzluk olayları daha karmaşık ve sistemli bir hale dönüşüyor. 60lı yıllardan günümüze kadar geçen dönemde öne çıkan olayların başında Hayali ihracat, batırılan bankalar ve kamu bankalarından kullandırılan krediler geliyor. Bu dönemin bir diğer özelliği de, bütçeleri büyüyen belediyelerin ve özelleştirme uygulamalarının da yolsuzluk olaylarıyla gündeme gelmeye başlaması.
Kitapta, Miri malı deniz, yemeyen domuz diyen atalarımızdan Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar diyen Fuzuliye, Çalıyorlar birader, çalıyorlar, diyen Adnan Menderesten Benim memurum işini bilir, diyen Turgut Özala, Verdimse ben verdim, ne olacak yani? diyen Süleyman Demirelden ABDdeki mülklerimi kanıtlasınlar, hepsini şehit ailelerine bağışlayacağım, diyen Tansu Çillere, bir ülkenin en tepeden soyuluşunun hazin öyküsü anlatılıyor.
Altun kitabını, bir soruyla tamamlıyor: Günümüzde yaratılan toplumsal ve ahlaki değerlerin parasal ifadelerle anlamlı hale getirildiği bir Türkiyede, acaba umutlar nasıl yeşerecek ve buna nasıl bir sistem yanıt verecek?
(Arka Kapak)
- Barkod
- 9789758829514
- Türkçe336 s.2. Hamur14 x 20 cmİstanbulEkim 2004
Yorum Ekle! | Yorum sayısı: 0 | Beğeni ortalaması: 0/10 |
Bu ürüne ilişkin yorum bulunamadı! İlk Yorumu Yazmak İçin Tıklayınız! |